Haber

Oğuzhan Uğur’un Deprem Özel Programında Evlatlık Kızını Kaybeden Baba, Yaşadığı Sürecin Detaylarını Anlattı

Babala TV’de yayınlanan Deprem Özel bölümünün tanıtımı tüm Türkiye’yi şok etti. Programa telefonla katılan bir babanın anlattıkları hem yüreğimizi dağladı hem de isyan ettirdi. Mehmet Hayrettin Bozkır, kızı Meral Bozkır’ın cenazesini bulamadığı sürecin detaylarını anlattı.

Kaynak: Cumhuriyet

Oğuzhan Uğur, geçtiğimiz gün Babala TV’de yayınlanacak olan Sarsıntı Özel programının tanıtımını yayınlamış ve program yayınlanmadan bu görüntü ile bir anda izlenme rekoru kırmıştı.

Babala’nın Beyin Sarsıntısı Özel programında, beyin sarsıntısında ailelerini kaybedenler ve enkaz altında kalanlar anlatılırken herkes gözyaşlarına boğuldu.

Halkın haklı isyanları ve çaresizliği izleyen herkesin boğazına bir yumru gibi oturdu.

Programa telefonla katılan bir baba, evlatlık kızının enkaz altında kaldığını ve cesedinin kaybolduğunu anlatıyordu.

Kızının saç örneğini devlete teslim ettiğini söyleyen baba, ellerindeki tek DNA örneğinin kaybolduğunu ve kızının mezarının dahi olmadığını, herkesin o acıyı yüreğinde hissettiğini anlattı.

Hatay Antakya’da yaşayan Mehmet Hayrettin Bozkır, depremin ardından televizyon yayınlarında kızını aradığını ancak o günden bu yana herhangi bir adım atılmadığını söyledi.

Cumhuriyet Gazetesi’ne konuşan Mehmet Hayrettin Bozkır, 30 yaşındaki kızı Meral Bozkır Laleci hakkında şunları söyledi:

“Depremde benim evim de çöktü. Eşimle ben 5 saniyede kurtulduk. Dışarı çıktıktan hemen sonra binamız çöktü.”

Hemen koşup kızımıza bakmak istedik. Aramızda bir kilometre olan evine pijamalarımızla 5 saatte yalınayak yürüdük. Enkazdan sesimi duyan damadımla konuştum. Meral’e ‘yaşıyor mu’ diye sordum. Söyledim. Damadım, ‘Baba ne yazık ki’ dedi. Sanırım sütun ona düştü. Meral bana ‘hayallerimizi gerçekleştir’ dedirtti. Sonra ‘Konuşmadı’ dedi.

Kızının komşusu tarafından dışarı çıkarılarak apartmanın önüne bırakıldığını, ertesi sabah AFAD görevlisi ve ambulansın cansız bedenini götürdüğünü söyleyen baba, o zamandan beri kızından bir iz bulamıyor. o gün.

Bozkır, cesetlerin kaybolmasının ardından yaşadığı süreci şöyle anlatıyor:

“Arayabileceğimiz her yere gittik, bizimle ilgilenecek kimseyi bulamadık. Hala bir muhatabımız yok. Günlerce fotoğraflara baktık. Hiçbir sonuç çıkmadı. Kızımızın biyolojik ebeveynleri olmadığımız için DNA testi veremiyoruz. Biz de kızımın arabasını bulduk ve arabasındaki saçı topladık. Personele durumu anlattık. Topladığımız saçları Trabzon Adli Tıp Kurumuna gönderin dediler, gönderdik. Oradan tutanağı aldık ve Antakya’daki savcıya teslim ettik. Hatay’a Diyarbakır Tabiphanesi başkanı bakıyordu. Raan adlı tıp kurumunun lideri oluşturulan DNA profilini kabul etmedi. Kızımız 14 yaşındayken annesi saçlarını kesip bir albüme saklamış. Bu aklımıza gelince kazıcı operatörüne sorarak evimizin enkazında 12 saat boyunca albümü aradık ve kızımın saçıyla albümü bulduk. Ertesi gün saçı savcıya götürdük, saç delil torbasına konuldu. Teslimat kaydı tutuldu. 10 gün geçti haber yok. Savcının saçlarını kaybettiğini öğrendik. Açıklama yok. İşçi almış, nereye koyduğunu bilemedi, biraz beklemek zorunda kaldık. O zamandan beri kimse bizi aramadı.”

Bu acıya söylenecek söz yok… Depremde ailesini, sevdiklerini kaybeden herkese sabırlar diliyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort