Ufuk KORCAN
Yaşadığımız deprem felaketi, gündelik yaşam yöntemlerinin sorgulanmasını da beraberinde getirdi. Pek çok insan benzer bir durum başına geldiğinde hayatta kalmak için ne yapması gerektiğini daha sık düşünmeye başladı. Bu olağan seçimler, insanların mali gücüyle ilgilidir. Bazıları evlerinde kendilerini hayata bağlayacak alanları belirlerken, bazıları da riskin daha az olduğu yerlere taşınmayı gündeme aldı.
İnsanlar da günlük hayata dair sorularla varlıklarını korumak için harekete geçtiler. Deprem bölgelerinden ekranlara yansıyan enkazlardan çıkarılan altın ve döviz birikimleri, yastık sahiplerini tercihlerini yeniden gözden geçirmeye sevk etti.
Yastığın altındaki zenginlik
Türkiye’de en çok tercih edilen yatırım aracı nedir diye soracak olursak ilk iki sırayı kesinlikle altın ve döviz alacaktır. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan ekonomik krizlerin neden olduğu satın alma gücündeki erime, vatandaşların yatırım tercihlerini döviz yüklü olarak şekillendirdi. Aslında altın klasik olarak vatandaşların vazgeçilmez yatırım araçlarından biridir. Dünya Altın Konseyi’nin geçmişte yaptığı araştırmalara göre Türkiye’de yastık altında 5-6 bin ton altın var. Geçmişte ekonomi idaresi tarafından bu kuruluşların bankacılık sistemi dışına çıkarılması için birçok kampanya düzenlenmiştir. Bu kampanyalar ile bazı varlıklar sisteme dahil oldu ancak istenilen seviyeye bir türlü ulaşamadı.
Görüştüğüm bankacılar 11 ili vuran depremin ardından yastık altında tutulan altın ve dövizlerin bir kısmının bankalara yatırılmaya başladığını söylediler. Edinilen bilgiye göre, 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinin ardından 195 milyar 477 milyon dolar olan bankalardaki döviz hesaplarının büyüklüğü, 17 Şubat’ın prestijiyle birlikte 190 milyar 520 milyon dolara geriledi. Yani DTH’lerde yaklaşık 5 milyar dolarlık düşüş yaşandı. Bu düşüşün 3,1 milyar doları yurtiçinde yerleşik bireysel tasarrufçuların hesaplarından kaynaklanmıştır. Yastık altına gelen dövizin büyük kısmının DTH hesaplarından çok kiralık kasalara veya Döviz Korumalı Mevduatlara (KKM) yönlendirildiği söyleniyor.
Dolarda dar bant hareketi sürüyor
Yükselişin kırıldığını teyit etmek için 18.37 TL’lik takviyenin kırıldığını görmek taban. Bu olmazsa fiyatlar yükseliş trendinin altında kalsa bile bu trendin hareketliliği yine söz konusu olacaktır. Teknik anlamda 18.37 TL’nin altında ise 16.00 – 16.50 TL seviyelerine kadar geri çekilme ihtimali vurgulanabilir. Muhtemel üst hareketlerde 18.98 – 19.00 TL’yi aşması paritede kademeli de olsa 20.40 TL seviyelerinin riskini artırabilir.
İzlenecek kritik seviyeler nerede?
Haftalık grafikte altının ons fiyatı 30 Ocak 2023 haftasından bu yana kısa süreli düşüş eğiliminde. Ancak Ağustos 2018’de başlayan uzun vadeli yükseliş trendi halen aktif. Kısa vadeli aktif trend, fiyatların ana trendin takviye noktası olan 1.784$ seviyesine kadar gerilemesine neden olabilir. Bu bölgenin normal kurallar altında test edilmesi ons fiyatında yukarı yönlü bir reaksiyona neden olabilir.
Beklenen tepki hareketinin olmaması, fiyatların 1.751 dolar seviyesine geri çekilme riskini beraberinde getirecek. Bu nokta çok kritiktir. Çünkü bu seviyenin altına düşmesi altının ons fiyatının 208 Ağustos’ta başlayan uzun vadeli yükseliş trendinin de altına düşeceği anlamına geliyor ki bu da fiyatların 1.666 dolarlık trend güçlenmesine kadar devam etmesine neden olabilir. Olumlu senaryoda, 1.784 dolarlık takviyenin ve bir tepki hareketinin test edilmesi, fiyatların tekrar 1.876 dolar ve 1.917 dolar dirençlerine ivme kazanmasını sağlayabilir.
